Rahim ağzı kanseri

Rahim ağzı kanseri veya serviks karsinomu, dünya çapında kadınlarda en sık görülen dördüncü kanser türüdür. Almanya’da her yıl yaklaşık 4.400 kadın bu hastalıktan etkilenmektedir. Serviks karsinomu neredeyse tamamen insan papilloma virüsü (HPV) tarafından neden olmaktadır. Ancak HP virüsü ile enfeksiyondan rahim ağzı kanserinin ortaya çıkmasına kadar yıllar hatta on yıllar geçebilir. Bu nedenle, tipik hastalık yaşı 40 ile 59 arasındadır.

Rahim ağzı – rahim ağzı kanserinin sıklıkla ortaya çıktığı yer – muayenelerde iyi görülebildiğinden, kanser genellikle erken teşhis edilebilir ve başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Sonuç olarak, rahim ağzı kanserinin iyileşme olasılığı yüksektir.

Rahim ağzı kanserinin oluşumu çoğu durumda belirli HPV virüslerinin uzun süreli enfeksiyonuna bağlıdır. Bu virüsler doğrudan cilt veya mukoza teması yoluyla bulaşır. Farklı virüs türleri vardır. Bunlardan bazıları “yüksek riskli virüsler” olarak kabul edilir ve rahim ağzı kanserinin oluşumunda ana faktördür.

Ancak çoğu kadın HPV enfeksiyonundan korkmasına gerek yoktur. Çoğu durumda enfeksiyon kendiliğinden iyileşir ve kalıcı enfeksiyonlarda bile nadiren kanser gelişir. Neden bazı kadınlarda kanser gelişirken diğerlerinde gelişmediği henüz bilinmemektedir. Kanser öncülleri veya rahim ağzı kanseri için diğer risk faktörleri arasında sigara içmek veya HIV enfeksiyonu veya bağışıklık sistemini baskılayan belirli ilaçlar nedeniyle zayıflamış bağışıklık sistemi sayılabilir. Meme kanserinin aksine, kalıtsal yatkınlık burada önemli bir rol oynamaz.

Erken evrede rahim ağzı kanseri genellikle herhangi bir şikayet yaratmaz, bu nedenle kesin belirtileri yoktur. Genellikle genel yorgunluk, açıklanamayan kilo kaybı, karın ağrısı veya düzensiz kanama gibi spesifik olmayan hastalık belirtileri ortaya çıkar.

Ancak şunu unutmayın: Bu şikayetler rahim ağzı kanserine işaret edebilir, ancak tamamen farklı nedenleri de olabilir!

Aşağıdaki belirtiler rahim ağzı kanserine işaret edebilir:

  • Olağandışı kanamalar, örneğin menopoz sonrası, adet kanaması dışında veya cinsel ilişkiden sonra.
  • Yedi günden uzun süren adet kanamaları.
  • Kötü kokulu vajinal akıntı.
  • Vajinadan et suyu renginde akıntı.
  • Alt karın veya pelviste ağrı.
  • Dışkılama veya idrar yaparken ağrı.
  • Olağandışı şişlikler.
  • Böbreklerde idrar birikmesi durumunda yanlarda veya sırtta ağrı.
  • Bu veya benzeri şikayetleriniz varsa jinekoloğunuza başvurun. 
 

Doktorunuz önce jinekolojik muayene yapacak ve Pap smear testi uygulayacaktır. Bu testle rahim ağzından hücreler alınır ve kansere bağlı değişiklikler açısından incelenir. Bazı durumlarda, rahim ağzının daha ayrıntılı olarak incelenmesi için kolposkopi de yapılabilir. Doktorlar şüpheli değişiklikler tespit ederse, biyopsi ile netlik sağlanabilir. Bu işlemde doku örnekleri alınır ve laboratuvarda incelenir.

Genel olarak geçerli olan kural şudur: Rahim ağzındaki patolojik değişiklik ne kadar erken tespit edilirse, iyileşme şansı o kadar yüksek olur!

Rahim ağzı kanseri teşhisi konulduysa, tedavi eden doktorlarınız tedavi seçeneklerini sizinle görüşecektir. Tedavi, hastalığın evresine bağlıdır. Erken evrelerde ameliyat yapılabilir. Bunun için ya etkilenen doku rahim ağzından koni şeklinde kesilerek çıkarılır ya da rahim tamamen alınır. Kanser daha ileri evrede ise ek olarak radyoterapi veya kemoterapi ya da her ikisinin kombinasyonu uygulanabilir. Tedavi seçimi bireysel faktörlere bağlıdır ve doktorunuzla birlikte tartışılır.

Son yıllarda rahim ağzı kanseri tedavisi konusunda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir.

En umut verici gelişmelerden bazıları şunlardır:

  1. Kontrol noktası inhibitörleri, çeşitli kanser türlerinin tedavisinde dikkate değer sonuçlar elde etmiştir. Güncel çalışmalar, ileri evre rahim ağzı kanserinde de immünoterapinin kullanımını araştırmaktadır. Bağışıklık sistemini güçlendirerek, vücudun kansere karşı savunma mekanizmalarının aktive edilmesi ve güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.
  2. Hedefli tedaviler: Moleküler tanıda kaydedilen ilerlemeler, rahim ağzı kanserinde rol oynayan belirli genetik değişikliklerin ve sinyal yollarının tanımlanmasına yol açmıştır. Bu bulgular, belirli moleküler değişiklikleri hedef alan ve tümörü hedefli bir şekilde saldırıya geçiren hedefli tedaviler için yeni olanaklar sunmaktadır.
  3. Radyoterapi teknolojileri: Yoğunluk ayarlı radyoterapi (IMRT) ve görüntü kılavuzlu radyoterapi (IGRT) gibi radyoterapi alanındaki yeni teknolojiler, tümöre daha hassas bir şekilde radyasyon uygulanmasını ve çevredeki sağlıklı dokuların korunmasını sağlar. Bu, tümörün daha iyi lokal kontrolünü ve yan etkilerin azalmasını sağlar.
  4. Kombinasyon tedavileri: Çalışmalar, kemoterapi ve radyoterapi gibi farklı tedavi yöntemlerinin kombinasyonunun tedavinin etkinliğini artırabileceğini göstermektedir. Kemoterapi ve immünoterapinin kombinasyonu da şu anda araştırılmaktadır ve umut verici sonuçlar göstermektedir.
  5. Hassas tıp ve kişiselleştirilmiş tedavi: Tümörün moleküler düzeyde bireysel olarak karakterize edilmesi sayesinde tedavi yaklaşımları kişiye özel hale getirilebilir. Bu, tümörün ve hastanın spesifik özelliklerine göre uyarlanmış kişiselleştirilmiş bir tedaviye olanak tanır.
 
Araştırmaların sürekli geliştiğini ve yeni bulguların elde edildiğini bilmek önemlidir. Klinik çalışmalar, yeni tedavi yaklaşımlarının güvenliğini ve etkinliğini değerlendirmede önemli bir rol oynar. Rahim ağzı kanserinden etkilenen kişiler, tedavideki en son gelişmelere erişebilmek için olası yenilikçi tedavi seçenekleri ve klinik çalışmalara katılım hakkında tedavi eden doktorlarıyla konuşmalıdır.

Biliyor muydunuz?

Erken teşhis: 20 yaşından büyük kadınlar yılda bir kez Pap testi yaptırma hakkına sahiptir. Bu test, rahim ağzından alınan hücrelerin laboratuvarda incelenerek kanser öncülleri hızlı bir şekilde tespit edilmesini sağlar. 35 yaşından büyük kadınlar, her üç yılda bir Pap testi ve belirli HP virüsleri için test (HPV testi) içeren bir kombine muayeneye girebilirler.

Önleme: Rahim ağzı kanseri, neden olan HP virüslerine karşı aşı ile korunabileceğiniz birkaç kanser türünden biridir. Ancak aşı, ilk cinsel ilişkiden önce, kız çocuklarında yapılmalıdır.

Forum sizin için ne yapabilir?